Her pazar olduğu gibi her zamanki mekanımıza çökmüş fayans dizmeye başlamıştık. Önce Fenerbahçe'nin maçını izledik, daha doğrusu Sivas'ın nasıl hatalar yaptığını izledik, mahalledeki büyüklerimizin ortak görüşü Sivas'ın kesin düşeceği yönündeydi. Maç sonrası , maç öncesi derken bizim maç geldi çattı, kadroları gördüğümde Emre Çolak'ın 11'de olması çok şaşırmıştım.
Maç başladı Denizlispor sağlı sollu kaleye gelmeye başlamıştı, defansı o kadar geride kuruyorduk ki orta saha yokmuş gibi gözüküyordu. Derken her zaman ki gibi Arda Turan sahneye çıktı ve Hakan Şükür vari bir kafa golü attı, golden sonra Denizli üzerimize geldikçe ellerimi ovuşturuyordum çünkü büyük boşluklar oluşmaya başlicaktı, ilk yarının sonunda Jo girdiği pozisyonla beni çok şaşırttı, önce önündeki savunmacıyı çok kolay bir şekilde geçti sonra karşı karşıya çok zayıf bir vuruş yaptı, öyle adam geçebilen bir forvetin her türlü golü yapması gerekir kanaatindeyim.
İkinci yarı Denizli'nin etkili futbolu ile başladı arka arkaya ataklar buldular ve her maçta olduğu gibi bu maçtada golümüzü yedik, hatalar zinciri Uğur ile başladı adamını kaçırdı çok rahat vurdu Leo' da sağolsun sanki piknik yaparcasına elini şöle bi uzatma tenezzülünde bulundu doğal olarak yetmedi ve durum berabere oldu. Golü yedikten sonra ataklarımızı sıklaştırdık, Emre Çolak kenara giderken Gio oyuna dahil oldu.( İlk maçı olması nedeniyle eleştirilme yada övme gibi faaliyetlerde bulunumayacağım.)
Dakikalar sonra Mustafa Sarp' ın hala topu oraya kadar nasıl sürüklediğini çözemediğim pozisyon gerçekleşti top Jo'nun önünde kaldı yine zayıf bir vuruş yaptı ancak kaleci topu tekrardan önüne çelince cezayı kesti. Daha sonraki dakikalarda Denizli'nin baskı kurma, bizim ise kontra bulma çabalarımızla geçti ve maç bitti, maçın sonunda ise aklımda kalan tek kare Arda'nın iki Denizlili'nin arasından mükemmel geçişiydi, bu kadar transfer yapan bir takımın hala taraftarı olarak maçları izleme nedenim alt yapıdan çıkan kaptanın olması gurur verici...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder