23 Nisan 2011 Cumartesi

Cumhuriyet Halk Partisi Analizi

muhalefet iki şekilde yapılır. ya aynı hedefe farklı yollardan ulaşacağını söylersin, ya da önüne farklı bir hedef koyup ona nasıl ulaşacağını ve ne fayda getireceğini anlatırsın. cumhuriyet halk partisi'nin muhalefet anlayışı bunların ikisi de değil.

aynı hedefe farklı yollardan ulaşabilmek için mevcut durumdan öte yeni bir strateji belirlemek gerekir. bu hedef dış ticaret hacmini artırmak veya istikrarlı büyümek olsun, eğer muhalefetsen iktidarın bu hedeflerine ulaşmada izlediği yoldan gitmemen gerekir. burada farklı stratejiler üretmelisin, bu da cumhuriyet halk partisi'nde yok. iktidarın açıkladığı hedefler üzerinde (ihracat hedefi, büyüme oranı, dünyanın en büyük ekonomileri arasına girme) değişiklikler yaparak, rakamlarla oynayarak değişim vaadediyor chp. ama özelleştirmelere karşı değil, 2b yasasını çıkartacak. ihracat hedefi 500 değil de 650 milyar dolar, en büyük 10 değil 15 ülke arasına girmeyi hedefliyor. ama bu nasıl olacak? ona cevap yok. çünkü yeni bir şey yok. yol-yordam aynı, sadece vitrindeki manken değişecek.

ortaya konan yeni bir hedefin olduğunu söylemek de güç. türkiye'nin geçmişten bugüne katettiği yol göz önüne alındığında masaya açılan kartların da büyük olması gerekiyor. olur ya da olmaz, ama küresel güç olma hedefi var. ab'ye girilmesi için çaba sarfediliyor, ortadoğu'da oyun kurucu mevkiine geçilmek isteniyor. gerçekleşmesi zor da olsa önümüze konan hedefler bunlar, ulaşmak için iktidarıyla muhalefetiyle sivil toplum örgütüyle hepimizin ortak hareket etmesi gerek. ama cumhuriyet halk partisi'nin seçim beyannamesine bakıldığında yeni bir söylem olarak elimizde sadece aile sigortası var, ki sosyal devlet kavramının oturması ve gelişmesi adına desteklenmesi gereken bir proje, ama yeni bir vizyon görmek mümkün değil.

bu bağlamda cumhuriyet halk partisi'nin başarılı bir muhalefet olduğunu söylemek güç.

değişime gelelim. deniz baykal'dan sonra kemal kılıçdaroğlu ile birlikte chp'nin bir yeniden yapılanma sürecine girdiğini söylemek mümkün, ama bunun değişim olduğunu söylemek, ya da chp'nin değiştiğini söylemek fazla iyimser bir tavır olacaktır. bu süreçte değişen tek şey deniz baykal ve önder sav ikilisine yakın isimlerin üstünün çizilmesi ve yerlerine başka isimler getirilmesi olmuştur. değişen chp'deki hiyerarşik yapıdır, politika anlayışında ise kıpırdanmalar olsa da bir değişimden söz etmek mümkün değil. iyiye giden şeyler elbette var. ilk defa chp'nin proje üretme gayreti içerisinde olduğunu gördük, bu türkiye'deki çarşı tipi muhalefet anlayışının son bulması adına olumlu bir gelişme. ama diğer taraftan geçmişten gelen statükoyu koruma alışkanlığı da devam ediyor.

chp'nin içinde bir kesim halka inmeye çalışırken diğer kanat askerin ve bürokrasinin kanadının altından çıkılmasına itiraz ediyor. bu bir değişimin başlangıcı olarak görülmelidir. ama bu çekişme uzun süre devam ederse önce kutuplaşmaya sonra da ayrışmaya sebep olabilir, bu bakımdan chp'nin bu süreci olabildiğince çabuk atlatması gerekiyor. muhalefetin ayaklarının yere bastığı mecliste iktidar da daha tutarlı davranmak zorunda kalacaktır, bu yüzden oy vermeyecek olsam da değişimin olması gerektiğini savunuyorum.

Kaynak: http://www.eksisozluk.com/show.asp?dbbk=1&id=23185258

Hiç yorum yok:

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Related Posts with Thumbnails